Thomas Blog

Kültürlü olmanın en az bir lisan öğrenmek (hâkimiyet derecesini göz ardı ederek), bir üniversite diplomasına sahip olmak ve popüler yaşam kültürüne dair bol dergi okumak anlamına gelmediğini kavradığımız zaman daha da gelişmiş bir toplum olma yolunda kalıcı adımlar atabiliriz. Felsefe, resim, heykel, müzik konularından birinde aktif uğraşı içinde olmayan bireylerin toplamı, bir arada lığı kültürlü bir toplumu oluşturmakta yeterli olmuyor.

Bu konuların kullanıcısı olmak yerine, uygulayıcısı olmak ancak kişisel gelişimi sağlar ve bireysel kapasitemizin sınırlarını genişletmek yolunda önümüzde yeni ufuklar açar. Daha sonra, ortaya çıkaracağımız bireysel enerjinin paylaşımı ve çevremizle etkileşimi sinerjik bir toplumsal hareketliliği tetikleyecektir. Çoğalan gelişim ve değişim enerjisi toplumsal dinamizmin ve daha yüksek refah seviyelerine ermenin önündeki engelleri kaldıracaktır.

Hayatın sırlarını başkalarının size paket şeklinde önünüze koyarak açıklamasını beklemeyin. Kendiniz yaşamın sırlarını bulamazsanız, kendi kaderinizin de belirleyicisi olamazsınız. Hayatın sırları aslında keşfedilmeyi bekleyen gerçeklikler, orda bir yerlerde görecek bir çift gözü bekliyorlar; yeter ki siz bir arayış içinde olun. Arayış içinde olabilmeniz için, seyirci koltuğundan kalkıp, kültür sahnesindeki rolünüzü oynamaya başlamanız lazım.

Felsefe, resim, heykel ve müzik; sahne performansımızın arttırılmasında en temel araçlar. Bu konulardaki becerilerimizi artırarak başoyuncu olmak mümkün. Yaşam tiyatrosunun çatısı altında her oyuncunun ayakta alkışlanmaya hakkı var.
 

Yazan: A. Ali Femir - Finans Yöneticisi

Kaynak: www.thomasturkiye.com